YILMAZ
ÖZDİL : Gençliğe hitabe
23
Kasım 2016
Fetocuların
kumpas davaları tamgaz devam ederken, yandaş medyada iftiralara
alkış tutulurken, Atatürkçüler "terörist"
ilan edilirken, andımız yasaklanırken, Nutuk suç delili kabul
edilirken… Asrın liderimiz, Akp gençlik kollarına hitaben
konuşma yapmıştı, "dindar gençlik yetiştireceğiz,
dininin, dilinin, beyninin, ilminin, ırzının, evinin, kininin
davacısı bir gençlikten bahsediyorum" demişti.
*
Hatırladınız
di mi?
*
Bu
cümle, Necip Fazıl'ın "gençliğe hitabe"sinden
alıntıydı.
*
Bu
cümlenin devamı vardı. Asrın liderimiz devamını söylememiş,
orasını es geçmişti! Çünkü… Necip Fazıl "kindar
gençlik" cümlesinin devamında "halka
değil, hakka inanan, meclisinin duvarında ‘hakimiyet hakkındır'
düsturuna hasret çeken bir gençlik" diyordu.
*
1975'te
kaleme almıştı.
Aklınca,
Atatürk'ün gençliğe hitabesine alternatif olarak yazmıştı.
*
Bu
hitabede… Türkiye Cumhuriyeti'nin son 50 senesini, yani 1920'den
sonrasını "işgal ordularının bile yapamayacağı
cinayet, öldürücü küfür, çürük, süründürücü, taklitçi"
diye tarif ediyordu.
*
Türkçe'yi
"son moda kurbağa dili"ne benzetiyordu.
*
İşdünyasını
tehdit ediyor, "Allah buyruğunu kalbinin ve kasanın
kapısına kazımadıkça serbest nefes bile alamazsın! Bunun
ihtarını edecek bir gençlik" diyordu.
*
Laik
eğitim sistemine "komik üniversite, hokkabaz profesör,
yalancı ders kitabı" diyordu. Gençleri yetiştiren
kurumlara "zehirli tesir" diyordu.
*
Gazetelere
"fuhuş albümü" diyordu.
*
Cumhuriyet'e
bağlı aileleri "temeli yıkık" diye
niteliyordu.
"Annenizi
babanızı ninenizi dedenizi bile beğenmeyin, gerçek müslüman
olsaydınız bunlar başımıza gelmezdi diye hesap sorun, gerçek
müslümanlığı gösterin" diye akıl veriyordu.
*
"Bu
gençliğin ilk filizlerini görüyorum, şekillenmesi için 30
yıldır, devrimbaz kodomanların viski çektiği kamış borularla,
kalemime ciğerimden kan çekerek yırtındım" diyordu.
*
"Genç
adam! Senden beklediğim, manevi babanın tabutunu musalla taşına,
Anadolu kıtası büyüklüğündeki dava taşını gediğine
koymandır. Surda bir gedik açtık, mukaddes mi mukaddes, ey kahpe
rüzgar, artık ne yandan esersen es" diyordu.
*
Türkçe
mealiyle özetlersek… Necip Fazıl'ın gençliğe hitabesinde
bahsettiği gençlik "kindar, demokrasiye inanmayan,
egemenlik kayıtsız şartsız milletindir'i reddeden, devlet
yönetiminde şeriat isteyen, Cumhuriyet'i dinsizlik, devrimcileri
ayyaş, devrimleri kahpe rüzgar olarak nitelendiren, Türkçe'yi
aşağılayan, kendi çizgisine gelmeyen işdünyasını açıkça
tehdit eden, laik eğitimi zehirli gören, yandaş olmayan medyaya
fuhuşçu damgası yapıştıran, neticede, bu davanın taşını
gediğine koyana kadar mücadele edecek bir gençlik"ti.
*
Necip
Fazıl'ın hayalini kurduğu kindar gençlik, Türkiye'yi getire
getire nereye getirdi?
15
Temmuz darbesine getirdi.
*
Ve
dün…
*
Fetö
davası, başkent Ankara'da başladı.
*
Çatı
iddianamesinin girişinde ne var biliyor musunuz?
Atatürk'ün
Gençliğe Hitabesi var!
*
Evet…
Mahkeme başkanı ilk duruşmayı iddianamenin girişindeki alıntıyı
okuyarak açtı ve aynen şunları söyledi:
"Atatürk'ün
Gençliğe Hitabesi'nde Türk gençliğinin birinci vazifesi, Türk
istiklalini ve Türk Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa
etmek olarak ilan edilmiştir. Bu gençliğin, devlet egemenliğini
gizli bir örgütün ele geçirmesini acziyet içinde seyretmesi
beklenemez."
*
Allah'ın
tokadı yok dedikleri, işte tam olarak budur.
*
Necip
Fazıl'ın kindar gençliğinden yola çıkarsın, dönersin
dolaşırsın, hepinizi kurtarsın diye, Atatürk'ün asil Türk
gençliğine varırsın!
--------------------------------
Üstad
Necib Fazıl Kısakürek'in,
ardına takılmayan Müslüman gençlerin ruhuna nakış nakış
işlemesi gereken Gençliğe Hitabe'si...
Necib
Fâzıl Kısakürek : GENÇLİĞE HİTABE
Bir
gençlik, bir gençlik, bir gençlik...
"Zaman
bendedir ve mekân bana emanettir!" şuurunda bir
gençlik...
Devlet ve
milletinin büyük çapa ermiş yedi asırlık hayatında ilk
ikibuçuk asrını aşk, vecd, fetih ve hakimiyetle süsleyici; üç
asrını kaba softa ve ham yobaz elinde kenetleyici; son bir asrını
Allahın, Kur'ân'ında "belhüm
adal" dediği hayvandan aşağı taklitçilere
kaptırıcı; en son yarım asrını da İşgâl ordularının bile
yapamayacağı bir cinayetle, Türkü madde plânında kurtardıktan
sonra ruh plânında helâk edici tam dört devre bulunduğunu
gören... Bu devreleri, yükseltici aşk, çürütücü taklitçilik
ve öldürücü küfür diye yaftalayan ve şimdi, evet şimdi...
Beşinci devrenin kapısı önündedimdik bekleyen bir gençlik...
Gökleri
çökertecek ve yeni kurbağa diliyle bütün "dikey"leri
"yatay" hale
getirecek bir nida kopararak "mukaddes
emaneti ne yaptınız?" diye meydan yerine
çıkacağı günü kollayan bir gençlik...
Dininin,
dilinin, beyninin, ilminin, ırzının, evinin, kininin, öcünün
dâvacısı bir gençlik...
Halka
değil, Hakka inanan; meclisinin duvarında "Hakimiyet
Hakkındır" düsturuna hasret çeken, gerçek
adâleti bu inanışta bulan ve halis hürriyeti Hakka kölelikte
bulan bir gençlik...
Emekçiye
"Benim sana acıdığım ve yardımcı
olduğum kadar sen kendine acıyamaz ve yardıcı olamzsın! Ama sen
de, zulüm gördüğün iddiasıyla, kendi kendine hakkı ezmekte ve
en zalim patronlardan daha zalim istismarcılara yakanı kaptırmakta
başı boş bırakılamazsın!" ; Kapitaliste ise
"Allah buyruğunu ve Resûl emrini
kalbinin ve kasanın kapısına kazımadıkça serbest nefes bile
alamazsın!" ihtarını edecek... Kökü ezelde
ve dalı ebedde bir sistemin, aşkına, vecdine, diyalektiğine,
estetiğine, irfanına, idrâkine sahip bir gençlik...
Bir buçuk
asırdır yanıp kavrulan ve bunca keşfine ve oyuncağına rağmen
buhranını yenemeyen ve kurtuluşunu arayan batı adamının
bulamadığını, Türk'ün de yine bir buçuk asırdır işte bu
hasta batı adamında bulduğunu sandığı şeyi, o mübarek oluş
sırrını, her sistem ve mezheb, ortada ne kadar hastalık varsa
tedavisinin ve ne kadar cennet hayâli varsa hakikatinin İslâmda
olduğunu gösterecek ve bu tavırla yurduna, İslâm âlemine ve
bütün insanlığa numunelik teşkil edecek bir gençlik...
"Kim
var?" diye seslenilince, sağına ve soluna
bakınmadan fert fert "ben varım!"
cevabını verici, her ferdi "benim
olmadığım yerde kimse yoktur!" duygusuna sahip
bir dâva ahlâkını pırıldatıcı bir gençlik...
<br>Can taşıma
liyakatini, canların canı uğrunda can vermeyi cana minnet sayacak
kadar gözü kara ve o nispette strateji ve taktik sahibi bir
gençlik...
Büyük bir
tasavvuf adamının benzetişiyle, zifirî karanlıkta, ak sütün
içindeki ak kılı farkedecek kadar gözü keskin bir gençlik...
Bugün
komik üniversitesi, hokkabaz profesörü, yalancı ders kitabı,
çıkartma kâğıdı şehri, muzahrafat kanalı sokağı, fuhş
albümü gazetesi, şaşkına dörmüş ailesi ailesi, ve daha nesi
ve nesi, hâsılı, güya kendisini yetiştirecek bütün cemiyet
müesseselerinden aldığı zehirli tesiri üzerinden silkip
atabilecek, kendi öz talim ve terbiyesine, telkin ve temmişesine
memur vasıtalara kadar nefsini koruyabilecek, tek başına onlara
karşı durabilecekdestanlık bir meydan savaşı içinde ve çetinler
çetini bu işin destanlık savaşını kazanabilecek bir gençlik...
Annesi,
babası, ninesi ve dedesi de içinde olsa, gelmiş ve geçmiş bütün
eski nesillerden hiçbirini beğenmeyen, onlara "siz
güneşi ceketinizin astarı içinde kaybetmiş marka
müslümanlarısınız! Gerçek müslüman olsaydınız bu hallerden
hiçbiri başınıza gelmezdi!" diyecek ve gerçek
müslümanlığın "ne idüğü"nü
ve "nasıl"ını
gösterecek bir gençlik...
Tek
cümleyle, Allahın, kâinatı yüzü suyu hürmetine yarattığı
Sevgilisinin alemleri manto gibi bürüyen eteğine tutunacak, O'ndan
başka hiçbir tutamak, dayanak, sığınak, sarınak tanımayacak ve
O'nun düşmanlarını ancak kubur farelerine denk muameleye lâyık
görecek bir gençlik...
Bu gençliği
karşımda görüyorum. Maya tutması için otuz küsur yıldır,
devrimbaz kodomanların viski çektiği kamıştan borularla
ciğerimden kalemime kan çekerek yırtındığım, kıvrandığım
ve zindanlarda çürüdüğüm bu gençlik karşısında, uykusuz,
susuz, ekmeksiz, başımı secdeye mıhlayıp bir ömür Allaha hamd
etme makamındayım.
Genç adam!
Bundan böyle senden beklediğim manevî babanın tabutunu musalla
taşına, Anadolu kıtası büyüklüğündeki dâva taşını da
gediğine koymandır!
Surda bir
gedik açtık; mukaddes mi mukaddes!
Ey kahbe
rüzgâr, artık ne yandan esersen es!...
Allahın
selâmı üzerine olsun...
--Necip
Fazıl KISAKÜREK--
http://www.yeniakit.com.tr/haber/genclige-hitabe-necib-fazil-kisakurek-70156.html
|