Tuncay
Yılmazer : ARMAGEDDON’A
DOĞRU
ADIM ADIM… General Allenby, Osmanlı Ordusu’nu Filistin’de
Nasıl Yok Etti?
Tarih: 18/09/2013
HARİTA ÇOK AÇIKTIR. Oraj
POYRAZ L2fSIJNoA0xfSNxA
Cephenin batısında, deniz tarafında cephenin
dört tümenli 21nci. İngiliz Ordusu tarafından
tutulduğu görülmektedir. (60,7,75,3). Aynı
bölgede İngiliz saldırısını karşılayan 8nci
Ordu cephesinde sadece iki tümenin (7,20),
geride ihtiyatta 60ncı Tümenin olduğu açıktır.
Aynı cephede 8nci ordu cephesine doğru 21nci
Ordu Tümenlerine ek olarak, üç süvari
tugayından oluşan İngiliz Kolordusu
tarafından yapılan yarma ve ardından yine
aynı birlikler kullanılarak yapılan, 7nci Ordu
yan ve arkalarına doğru gelişen kuşatma
harekatı açıkça görülmektedir.
Savaş burada, İngiliz yarması gerçekleştiği
anda kaybedilmiştir.
Takip eden çatışmalar düşman harekatını
karşılayan 8nci Ordunun dağılmasının ardından,
7nci Ordunun sürekli olarak kuşatılmaktan
kurtulmaya çalışmasından ibarettir. Savaşın
devamı sürekli olarak 7nci Ordunun daha kuzeye
ve kuzey doğuya doğru geri çekilmesi, yeni
savunma hatları oluşturulması, oluşturulan
savunma hatlarının da kuşatılması ve düşmesi,
yeniden kuzeye doğru çekilme şeklinde
gelişmiştir.
Bu şekilde kuzeye doğru şehirler bir bir
düşmüştür.
Kudüs tarihi öneminden dolayı savaşmadan
teslim edilmiştir.
Halepte Şerif Faysal komutasındaki Arap
birlikleri ve İngiliz öncüleriyle kent savaşı
yapılmıştır.
Düşen şehirlerde yerli Arap halkı hükumet
binalarına, askeri birliklere hücum etmiştir.
|
|
Kroki: İngiliz ordusunun 19 Eylül
1918'deki Megiddo ( Nablus ) Saldırısı.
Allenby'nin süvarileri direkt Türk genel
karargâhını hedeflemişlerdi.
|
Unutulmaması gereken şudur. Allenby ne kadar
stratejik
deha olursa olsun karşısındaki Osmanlı Ordusu’nun da gerek
nicelik gerekse
nitelik olarak çok kötü durumda olduğu ortadadır. Osmanlı
Ordusu bir ara
toparlandığı Nisan 1918’de Şeria Muharebelerinde Allenby’nin
kuvvetlerini
yenebilmişti. Türk tarihinin en ağır mağlubiyetlerinden biri
olan Nablus
(Megiddo) Muharebesi’nin kaybedilmesinin Erickson’a göre 3
temel nedeni vardır:
Birincisi Stratejik düzeyde arazi Kafkas ve Çanakkale
cephelerine göre daha
uygundu. Harekât düzeyinde Allenby’nin kolordu
büyüklüğündeki birlikleri
aldatma ve yığınak amacıyla muharebe alanında kaydırmasına
yeterli mesafeler
bulunuyordu. Allenby sayesinde 1917-1918 yıllarında İngiliz
Ordusu temel
muharebe alanı düzeyindeki taktik tekniklerde muazzam
ilerlemeler sağlamıştı.
Harp tarihçisi Fahri Belen “Orduları birbirine denk
cephelere yaymak suretiyle
her deliği kapamak isteyen zihniyet neticesinde,
düşman herhangi bir yerde
kuracağı ağırlık merkezi ile cepheyi
istediği yerden yarabilecek durumda idi.” diye
yazar.
Türk savunması daha esnek olabilseydi bu kadar çabuk bir
şekilde dağılma
olmayabilirdi, Gazze’de olduğu gibi düzenli bir ricat tümen
seviyesindeki
kuruluşların topyekün imhasını önleyebilirdi. Yukarıdaki
düşüncelere ek olarak
Osmanlı Genelkurmayı’nın Filistin’den gelen tehlikenin
büyüklüğünü takdir
edemediğini, Rusya’nın devrim sonucu yıkılması ve Bakü
yolunun açılması
Azerbeycan’la bir nevi “Anschluss”
rüyalarının doğmasına neden
olduğunu düşünüyorum. Liman von Sanders’in “emrimdeki subay kadrosu
eksiliyor, subaylar daha
yüksek ücretlerle Kafkas cephesine gönderiliyor”
yakınması boşa
değildi.
General Edmund Allenby’nin Osmanlı Ordusu karşısında
aldığı başarıların
nedenlerini analiz etmeden önce , 1916’nın sonlarında
Asquith’in istifasıyla
İngiliz hükümetinin başbakanlığını üstlenen Llyod George’un
savaşın yönetimi ve
hedefleri konusundaki görüşlerini bilmek gereklidir.
Siyasete atıldığı ilk
yıllarda savaşa ve sömürgeciliğe karşı muhalif tavırları ile
dikkati çeken L.
George sonraki yıllarda eski fikirlerinin tam tersini
savunmaya başlamış, daha
emperyalist bir politikanın takipçisi olduğu gibi,
Yahudilere Filistin
topraklarında bir yurt amacını güden Siyonizm ideallerini de
savunmuştur. Genç
bir avukatken Theodor Herlz’in avukatlığını yapması,
Yahudileri destekleyen bir
mezhebe sahip olması da dikkat çekicidir.
Llyod George hükümeti , binlerce askerin bir avuç toprak
parçası için
öldüğü, tamamen bir kördüğüm haline gelmiş , İsviçre’den Manş
denizine kadar
uzanan bir hat üzerinde , hem Almanların hem de müttefiklerin
ağır kayıplar
verdiği Batı Cephesi yerine , Doğu’da bir an önce askeri bir
başarı istiyordu.
Böylelikle müttefikler için kötü geçen ikibuçuk yılın ardından
zayıf gördükleri
Osmanlı İmparatorluğu karşısında alınacak başarıların İngiliz
halkına ihtiyacı
olduğu morali verebilecekti. Hükümetin başa gelir gelmez ilk
işlerinden birinin
Mısır’daki İngiliz Ordusuna Filistin’in kapısı kabul edilen
Gazze-Birüssebi
hattına ilerlemesini emretmesi olması şaşırtıcı değildir.
Ancak Mısır İngiliz
Kuvvetleri Komutanı General Murray bu hedefi
gerçekleştiremeyecek, Gazze
önlerinde Osmanlı Ordusu karşısında bir ay arayla iki kez
yenildiği için
görevden alınacaktır.
General Edmund Allenby’nin Haziran 1917 sonunda göreve
getirilmesi böyle
bir siyasi ve askeri ortamda olmuştur. Hükümetin kendisinden
çok şey beklediği
açıktır. Verilen hedefler nedeniyle İngiliz Genelkurmayı ile
hükümeti arasında
ciddi görüş ayrılıkları ortaya çıktığını da belirtmek
gerekli. Genelkurmay
Başkanı Robertson tek bir askerin bile Fransa’dan
ayrılmasını istemiyor, asıl
savaşın Batı Cephesinde sonuçlanacağını düşünüyordu. Oysa
Allenby’nin
hükümetten aldığı görev Filistin’i işgal etmek ve Noel’den
önce Kudüs’ü ele
geçirmekti. Sivil ve askeri yetkililer arasındaki çekişme
sonucunda Robertson
Şubat 1918’de görevden alınacaktır.
|